Ayseren Soyer  /    Yazarın Diğer Yazıları  Çınarcık’ın Lezzetleri  Çınarcık’ta Bayramlar  Çınarcık Turizm Derneği Yurt İçi ve Yurt Dışı Faaliyetlerine Hazırlanıyor  Marmara’nın İncisi Çınarcık’ta Yaz Sezonu  Kabotaj ve Denizcilik Bayramı Haftası  Babalar Günü ve Çınarcık’ın Naci Babası  Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü Anlam ve Önemi  Yalova Çınarcık’ta Uyuşturucu Bağımlılığına Karşı Düşünülen Etkinlikler  29 Mayıs Türk Büyüklerini Anma Günü  Çevremizi Temiz Tutalım  19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı  10- 16 Mayıs Engelliler Haftası  Çınarcık’ta Uluslararası 23Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Festivali  Turizm Haftası  Polis Haftası Kutlu Olsun  Sağlık Haftası (7-13 Nisan)  Dünya Tiyatrolar Günü  Dünya Yaşlılar Haftası 19-24 Mart  14 Mart Tıp Bayramı  8 Mart Dünya Kadınlar Günü  Naci Soyer'den Çınarcık Turizmi Hakkında Bilgiler  Halk oyunlarının birleştirici gücü  Çınarcık’ta, 23 Nisan’da Dünya Çocuklarının Buluşmaları  Çınarcık'ın Naci Baba’sı  Halk Oyunlarının Çınarcık’a etkisi  Dünyanın en yaşlı halk oyuncusu Çınarcık’ta  Çınarcık’ta Bir Halk Oyunları Hikayem  Altın Çınarcık Festivali  Folklor  Milli kültürümüzle ilgili düşüncelerim  Türk Halk Oyunlarına yolculuğum

Yıllardan 2014 yılı, Türk Halk Oyunları ekibimiz Gürcistan/Batum ülkesinden uluslararası davet almıştı. Bu davete icabet etmek gerekirdi ve biz de öyle yaptık. Hazırlıklar yapmaya başladık. Yalova ilinde bir okulu çalıştırıyordum.  Bahçelievler ve Rahmi Tokay İlköğretim Okullarını iki okulun idarecileriyle birlikte karar alıp, öğrencileri tek grup haline getirerek, provalarımızı ve hazırlıklarımızı tamamladık. 

Tüm gerekli hazırlıklar tamamlandıktan sonra, 30 öğrenci eşliğinde Çınarcık Turizm Derneği Başkanı Naci Soyer ve yönetimdeki 5 kişi; Kılıçköy Okul Müdürü Nevzat Taşkın, Bahçelievler İ.Ö.O. Müdür Yardımıcısı Remziye Yüksekli, .....Sağlık Mdr. Belma Yüksekli, Bahçelievler İ.Ö.O. öğretmenlerinden Aysel Kanpolat ve Çınarcık Turizm Derneği Başkanı Yardımcısı Bedros Çoban ile toplamda 40 kişilik bir ekip ile koyulduk yola. 

Yolculuğumuz çok eğlenceli bir şekilde başladı. Hayatlarında Yalova dışına hiç çıkmamış öğrenciler bu sayede yurt dışına çıkma şansı yakalamış ve bu şansı yakaladıkları için çok heyecanlıydılar. Artık son noktaya yani Artvin Sarp Kapısı'na gelmiştik. Ama bu devrede çok üzücü bir olayla karşılaştık. Önceden eksik bilgilendirme yapıldığı için biz de sadece bizden istenilen belgelerle gitmiştik ve velilerden aldığımız izin belgeleri kapıda geçerli bulunmamıştı. Noterden muvafakatname almamız gerekliydi. Aksi halde öğrenciler kapıdan giriş yapamıyordu. Biz birçok arayış içerisine girdik. Yalova'da neredeyse aramadığımız ilgili bir kurum kalmamıştı. Lakin hiçbir kurum bu isteğimizi yerine getirmemişti. Kültürel sorumluluğumuzu üstelenen ben eşim ve öğrencilerim için kendi sorumluluklarını yerine getirmeyen kurumlar bizi daha da üzmüştü. 17 saat bekleyişin ardından Rahmi Tokay İ.Ö.O. Müdürü Cengiz Göktürk beni arayarak 'Ayseren Hocam ne yap ne et o kapıdan geri dönme' dedi. 

Ben de bu söze uyarak o andan itibaren masaya yumruğumu vurup bu işi sonlandırmam gerektiğini anladım. Öğrencilerim boynuma sarılarak 'Hocam üzülmeyin ne istiyorsanız yapmaya hazırız yeter ki geri dönmeyelim' dediler. Tüm öğrenciler tek tek ailelerini arayarak noterden fax yoluyla bu belgeyi aldılar. Velilerimiz bu izinleri büyük zorluklarla almayı başardılar. Lakin öğrencilerimiz arasında baba veya anneleri farklı yerlerde olup belge alamayacak durumda kalanlar bile bu güçlüğü yenmişti. 

Peş peşe faxlar gelmeye başlayınca mutluluk gözyaşlarımızı tutamamıştık. En son bir öğrencim kalmıştı bu öğrencimin babası ile ilgili çok özel bir durum olduğundan babadan izin almadan bu belge alınamıyordu ve geçemez dediler. Herkes kapıdan geçmiş ben ve o öğrencim kapıda kalmıştık. Öğrencim gözyaşlarıyla boynuma sarılıp 'Hocam ne olur beni bırakma' diyerek hıçkırıklarla ağladı ve ben de gözyaşlarımı tutamamıştım. Oraya hep birlikte gitmiştik ve kimseyi geride bırakmaya niyetim yoktu. Kapı'nın yetkili müdürüne zar zor çıkıp bu öğrencinin bütün sorumluluklarının üstümde olduğunu sadece annesinin izninin olduğunu sert bir dilde müdüre ifade etmem gerekti. 

Müdür bey gördüğü tablo ve kararlılık karşısında ikna olmuştu. En son öğrencim ve ben de kapıdan geçmiştik. Tüm öğrencilerim bizi kapıda alkışlar ve gözyaşları eşliğinde karşılamıştı. 

Batum'da beş gün boyunca kaldık çok güzel anılar, hikayeler bırakmıştık arkamızda. Ülkemizin bayrağını festivallerde gururla dalgalandırmış, kültürel zenginliğimizi göstermek için elimizden geleni yapmıştık. 

Halk oyunlarının birlik ve beraberliğin zor zamanlarda sağlanınca nasıl da başarıya ulaştığını ve daha birçok şey öğreten güzel bir anıyı sizlerle paylaştım. Herkese huzurlu mutlu haftalar dilerim.