Anasayfa   -   Künye   -   İletişim 18 Nisan 2024 Perşembe
       Siyaset  -   Eğitim  -   Güncel  -   Magazin  -   Spor  -   Sağlık  -   Diğer  -   Kültür Sanat  -  
 
      
Başlıksız Belge
  Diktatörler 23.02.2017
Servan Altıkanat  /  
 Yazarın Diğer Yazıları
 Son yazım: ‘Memleket isterim’
 Bu Dünyanın bazı çocukları
 Korona sonrası hayat
 Korona günlerinde Shakespeare
 “Beyaz gömleğinle bir laboratuvarda, insanlar için ölebilmek”...
 Esnafın, işçinin hali n’olacak?
 Evde kal!
 Koronavirüs
 Minik Necla ve göçmen trajedisi
 Sophokles ve Adalet
 KAVALA’YA ÖZGÜRLÜK
 UBUNTU FELSEFESİ
 MENDİLLERİMİZ ISLAK
 İMAMOĞLU’NUN KAYAK TATİLİ
 SESİMİ DUYAN VAR MI?
 Hrant için adalet
 Don Kişot
 ‘İnsan, en çok severken insandır’
 ‘Umuda kurşun işlemez’
 Mevlana
 Rahat uyu Ceren
 Sen de mi Brutus?
 Shakespeare ve öğretmenler
 İstanbul aşığı Yahya Kemal Beyatlı
 Hz. Muhammed’in (sav) çocuklara merhameti
 Nazım’a sevgiyle 
 Umudunu Kaybetme 
 Uçurtma Avcısı
 ‘Müslüm’ filmi üzerine
 Alcatraz İşkencehanesi
 Dorothy Counts 
 Sen asla ölmeyeceksin Neslican
 Gerçekler
 HÜZÜNLÜ MISRALAR
 Hepimiz Emine Bulut’uz
  17 AĞUSTOS
 BAYRAMLAR
 KAZ DAĞLARI’NA DOKUNMAYIN
 DÜZCE’DEKİ SEL FELAKETİ
 ASKER NOTLARI
 BOLU'DAN HEPİNİZE SELAMLAR, SEVGİLER
 FAHRENHEİT 451 FİLMİ
  BÜYÜMEZ ÖLÜ ÇOCUKLAR
 YÜREKTEN TEŞEKKÜRLER İSTANBUL
 BEN BİR İSTANBUL SEÇMENİ OLSAYDIM...
 GÖZÜM TAKILIYOR
 BRAVO SADİ GÜVEN
 İSTANBUL
 #EKREMİMAMOĞLU
 HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK
 DERAN BEBEK VE ANTİGONE
 KILIÇDAROĞLU’NA SALDIRI
 MEMLEKETİMDEN İNSAN MANZARALARI
 TEŞEKKÜRLER AVNİ KURT
 ‘DESİNLER’ DİYE YAŞAMAK
 GÜLDÜR GÜLDÜR
 Başkan Avni Kurt ile yaptığımız röportajın ikinci bölümü
 Başkan Avni Kurt, ‘Şu an için göstergeler doğru yolda olduğumuzu gösteriyor’
 ROUSSEAU
 ‘ÜNİVERSİTELERDE YAPRAK DÖKÜMÜ VE AKADEMİK YIKIM’
 İSTİFA MÜESSESESİ
 ÇAVUŞOĞLU’NUN AKRABASINA TORPİL
 Mahşerde beraat belgesi...
 Öykü Arin’e ve tüm lösemili çocuklara umut olalım!
 Osman Kavala’ya özgürlük!
 Binali Yıldırım istifa etmeli!
 Kar
 Mutlu yıllar
 Eleştirme Özgürlüğü
 Malala: Umudun sembolü
 Kimlerin yerinde olmak istemezdim?
 Hoşça kal Refik Durbaş
 Ferhat’a kalp lazım
 İstifa etmelisin Ali Erbaş!
 Havuz yazarı Engin Ardıç
 Afganistan’da çocuk olmak
 Sana ne oluyor Fenerbahçe?
 İyiliğin hakim olduğu bir dünya istiyorum
 Çatladıkapı ülkesi
  İtibardan tasarruf olmaz
 Savaşa hayır!
 İntihar eden babaların, zulme uğrayan işçilerin ülkesi…
 Çam sakızı ‘şeyh’ armağanı
 Güneşin Zaptı Yakın
 “Beni bul anne”
 Bir hayaliniz olsun
 Kılıçdaroğlu ve kurultay
 Mağdur kim?
 14. Altın Çınar Festivali
 Bedelli askerlik
 Yeni kabine ve Ali İsmail
 Çocuklara ve hayvanlara kıymayın
 Seçim sonuçları
 Füruğ Ferruhzad
 Mazlumla zalimin seçimi
 Bahçeli
 Gezi 5 yaşında
 Ece Çiftçi
 Ayla
 Muharrem İnce ve taraflı medya
 Benim ülkem
 Erken seçim
 Suriye’ye saldırı
 Demirören’e kredi kıyağı
 Büyüyoruz usta
 Aşk hikayeleri
 İlahiyatçı bozuntusu
 Ricky Jackson, Ahmet Şık ve Murat Sabuncu
 Jung
 Adaletin terazisi değil, oduncu kantarı
 Salih Nazari
 115 hamile çocuk skandalı
 Karanlığa teslim olmayacağız
 Proje savunma sınavı
 Yalnızlık ve kitap
 Sorarlar hesabını bir gün
 Güle güle Mahmut Hoca
 Umumi Müfettişlikler ve Sarraf
 “Beni bu güzel havalar mahvetti”
 Kudüs ve Peru
 Yapay zekaya sahip robotlar
 Sarraf’ın itirafları
 Aziz İstanbul
 Ugandalı çocuk
 Şile’de batan gemi
 İyi Parti
 Mutluluğun resmi
 İstifalar
 İki gün ağlayıp beni de unutacaksınız”
 Ayşe Öğretmen ve istifalar
 Tebrikler Gandi Kemal
 Nuriye ve Semih ölmesin
 Çocuklara kıymayın efendiler...
 Fenerbahçe ve Satürn
 Yaşasın 1 Mayıs
 Referandum sonuçları
 Tabii ki Hayır
  Martı Jonathan Livingston
 12 Eylül ve bugün
 İtibarımızı arttıran ‘Ak Saray'...
 Adalar gezintisi
 Umut ve Deli Dumrul
 Diktatörler
  ‘Hayır’ demek...
 Elbette 'Hayır'
 Benim dünyam
 10 yıldır Hrant yok, adalet yok!
  “Zıplayın beyler”
 Yoksul çocuklar ve tutuklu gazeteciler
 Reina saldırısı
 Avni Kurt ve ekibi ile değişen Çınarcık
 Şirvan, Aladağ, Vodafone Arena...
 

Korkutucu, asık suratlı bir yüz ve kararlılık saçan gözler…

Gözü dönmüş bir delidir diktatör.

Hayatı kendinden ibaret gören ve bir nevi “kusursuzluk iddiasında” bulunan bir deli...

“Düşünce ve ifade hürriyeti, karşıt düşünceye saygı, özeleştiri…” gibi şeyler, hayatın olmazsa olmazları olabilir belki ama, onun için bunlar sadece saçmalıktır.

Kendi hatalarını görmek, onlardan ders çıkarabilme erdemini sergilemek, karşıtı/karşıt düşünceyi baskıyla susturmak varken ona müsamaha göstermek, deyim yerindeyse “aptallıktır.”

Aslında diktatörler fevkalade vatanperverdir.

Vatan toprakları üzerinde huzuru ve refahı tesis etmek adına binlerce, on binlerce, milyonlarca  vatandaşın  ölmesi, lüzumu halinde üzerine sarin gazı ve Scud füzesi atılması gerektiğini düşünürler. 

O kadar vatanperverdirler ki, vatandaşları “zahmet çekmesin” diye onlar adına da düşünüp, kararlar verirler ve cebren uygularlar.

Toplumun hiçbir hücresini kendi haline bırakmazlar.

Kendi haline bırakacakları kişilerin, kitlelerin ise dalalete düşeceğinden, doğrulardan şaşacağından korkarlar.

Bu yüzdendir ki, kendi doğrularının herkesçe kabul görmesi için var güçleriyle çabalarlar.  

Aslında diktatörler, kaygılara/evhamlara yenik düşmüş birer zavallıdırlar.

Kendilerini mütemadiyen düşmanlarla kuşatılmış şekilde hissederler.

O  düşmanlar  her an harekete geçebilir.

Onların nazarında, kendilerine muhalif protesto gösterilerinin, yürüyüşlerin spontane gelişmesi olanaksızdır. O protestocuların, dahili ve harici  şer odakları ile ilişkileri vardır.

 


Hitler, Mussolini , Franco, Çavuşesku, Pinochet, Kaddafi...

 

 


Umumiyetle sonları hazindir diktatörlerin...Ve yaşamlarını yitirdikten sonra  değersizleşirler.

Adolf Hitler ve Nikolay Çavuşesku…Bir zamanlar ülkelerinin “ilahı” gibiydiler ama, neticede ölürlerken yanlarında sadece eşleri vardı.
İtalya’nın Duçe’si  Benito Mussolini önce kurşuna dizildi, sonra Milano’da Loreto Meydanı’ndaki Esso benzin istasyonunun çatısından baş aşağı sallandırıldı.

Cesedi halka teşhir edildi. Kaddafi’nin kaderi de ondan farksızdı...

Franco  bastırdığı paranın üstüne “Francisco Franco-Tanrı’nın lütfuyla İspanya’nın Caudillo’su”  diye yazdıracak kadar ülkesinin mutlak hakimiydi belki ama, bugün kamuya ait hiçbir meydanda kendisine ait tek bir heykel dahi kalmadı.

Pinochet, yıllar geçtikten sonra “köpek dışkısından yapılan bir portreye konu olacak” kadar küçüldü.

 

 

***


Diktatörler aslında bir karikatür gibiler.

Ne var ki, milyonlarca insanın onlar yüzünden yaşadığı somut acılar, o kadar karikatürümsü değil.

“Faşizm” denen olgunun gaddarlıklarını üzerlerinde taşımış, birçoklarımızın nefretini kazanmış   bu insanlar, meydanlarda topladıkları kalabalıkları bir kalkan sandılar. 

Fakat gerçekler meydanlardan ibaret değil.

Gerçekler, meydanlarda topladığınız hayranlarınızın coşku ve heyecanından ibaret değil.

Bilinen o ki, ne Zeppelinfeld Meydanı, ne Piazza Venezia Meydanı, ne de Yeşil Meydan diktatörünü taşıyamadı.

 


TEBRİK VE ANMA

 

Geçtiğimiz hafta Cumartesi günü, kuzenim Ziyat Atlı ile Zeynep Basmacı'nın nişanları gerçekleşti. Kendilerini tebrik ederim. Birlikte en  neşvedâr günleri ve sevgi dolu lahzaları yaşamalarını temenni ederim. 

Aynı zamanda, babası Haşim Atlı'yı,  edebiyete intikalinin 1. yıldönümü (25 Şubat 2017) münasebetiyle rahmetle yâd ediyorum.

 

 

      Köşe Yazarları

Ayhan Polat
Kalemin Gölgesi

‘Ahde Vefa Gecesi’nden alnımızın akıyla çıktık
Bülent Gürçam


Yalova ile hesaplaşmak
NESİM KAYA


ÜÇÜNCÜ YOL
 
 

Copyright © 1995 - 2024
       Siyaset  -   Eğitim  -   Güncel  -   Magazin  -   Spor  -   Sağlık  -   Diğer  -   Kültür Sanat  -  

Yalova Haber  -  Çiftlikköy Haber  -  Çınarcık Haber