Anasayfa   -   Künye   -   İletişim 20 Nisan 2024 Cumartesi
       Siyaset  -   Eğitim  -   Güncel  -   Magazin  -   Spor  -   Sağlık  -   Diğer  -   Kültür Sanat  -  
 
      
Başlıksız Belge
   “Zıplayın beyler” 19.01.2017
Servan Altıkanat  /  
 Yazarın Diğer Yazıları
 Son yazım: ‘Memleket isterim’
 Bu Dünyanın bazı çocukları
 Korona sonrası hayat
 Korona günlerinde Shakespeare
 “Beyaz gömleğinle bir laboratuvarda, insanlar için ölebilmek”...
 Esnafın, işçinin hali n’olacak?
 Evde kal!
 Koronavirüs
 Minik Necla ve göçmen trajedisi
 Sophokles ve Adalet
 KAVALA’YA ÖZGÜRLÜK
 UBUNTU FELSEFESİ
 MENDİLLERİMİZ ISLAK
 İMAMOĞLU’NUN KAYAK TATİLİ
 SESİMİ DUYAN VAR MI?
 Hrant için adalet
 Don Kişot
 ‘İnsan, en çok severken insandır’
 ‘Umuda kurşun işlemez’
 Mevlana
 Rahat uyu Ceren
 Sen de mi Brutus?
 Shakespeare ve öğretmenler
 İstanbul aşığı Yahya Kemal Beyatlı
 Hz. Muhammed’in (sav) çocuklara merhameti
 Nazım’a sevgiyle 
 Umudunu Kaybetme 
 Uçurtma Avcısı
 ‘Müslüm’ filmi üzerine
 Alcatraz İşkencehanesi
 Dorothy Counts 
 Sen asla ölmeyeceksin Neslican
 Gerçekler
 HÜZÜNLÜ MISRALAR
 Hepimiz Emine Bulut’uz
  17 AĞUSTOS
 BAYRAMLAR
 KAZ DAĞLARI’NA DOKUNMAYIN
 DÜZCE’DEKİ SEL FELAKETİ
 ASKER NOTLARI
 BOLU'DAN HEPİNİZE SELAMLAR, SEVGİLER
 FAHRENHEİT 451 FİLMİ
  BÜYÜMEZ ÖLÜ ÇOCUKLAR
 YÜREKTEN TEŞEKKÜRLER İSTANBUL
 BEN BİR İSTANBUL SEÇMENİ OLSAYDIM...
 GÖZÜM TAKILIYOR
 BRAVO SADİ GÜVEN
 İSTANBUL
 #EKREMİMAMOĞLU
 HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK
 DERAN BEBEK VE ANTİGONE
 KILIÇDAROĞLU’NA SALDIRI
 MEMLEKETİMDEN İNSAN MANZARALARI
 TEŞEKKÜRLER AVNİ KURT
 ‘DESİNLER’ DİYE YAŞAMAK
 GÜLDÜR GÜLDÜR
 Başkan Avni Kurt ile yaptığımız röportajın ikinci bölümü
 Başkan Avni Kurt, ‘Şu an için göstergeler doğru yolda olduğumuzu gösteriyor’
 ROUSSEAU
 ‘ÜNİVERSİTELERDE YAPRAK DÖKÜMÜ VE AKADEMİK YIKIM’
 İSTİFA MÜESSESESİ
 ÇAVUŞOĞLU’NUN AKRABASINA TORPİL
 Mahşerde beraat belgesi...
 Öykü Arin’e ve tüm lösemili çocuklara umut olalım!
 Osman Kavala’ya özgürlük!
 Binali Yıldırım istifa etmeli!
 Kar
 Mutlu yıllar
 Eleştirme Özgürlüğü
 Malala: Umudun sembolü
 Kimlerin yerinde olmak istemezdim?
 Hoşça kal Refik Durbaş
 Ferhat’a kalp lazım
 İstifa etmelisin Ali Erbaş!
 Havuz yazarı Engin Ardıç
 Afganistan’da çocuk olmak
 Sana ne oluyor Fenerbahçe?
 İyiliğin hakim olduğu bir dünya istiyorum
 Çatladıkapı ülkesi
  İtibardan tasarruf olmaz
 Savaşa hayır!
 İntihar eden babaların, zulme uğrayan işçilerin ülkesi…
 Çam sakızı ‘şeyh’ armağanı
 Güneşin Zaptı Yakın
 “Beni bul anne”
 Bir hayaliniz olsun
 Kılıçdaroğlu ve kurultay
 Mağdur kim?
 14. Altın Çınar Festivali
 Bedelli askerlik
 Yeni kabine ve Ali İsmail
 Çocuklara ve hayvanlara kıymayın
 Seçim sonuçları
 Füruğ Ferruhzad
 Mazlumla zalimin seçimi
 Bahçeli
 Gezi 5 yaşında
 Ece Çiftçi
 Ayla
 Muharrem İnce ve taraflı medya
 Benim ülkem
 Erken seçim
 Suriye’ye saldırı
 Demirören’e kredi kıyağı
 Büyüyoruz usta
 Aşk hikayeleri
 İlahiyatçı bozuntusu
 Ricky Jackson, Ahmet Şık ve Murat Sabuncu
 Jung
 Adaletin terazisi değil, oduncu kantarı
 Salih Nazari
 115 hamile çocuk skandalı
 Karanlığa teslim olmayacağız
 Proje savunma sınavı
 Yalnızlık ve kitap
 Sorarlar hesabını bir gün
 Güle güle Mahmut Hoca
 Umumi Müfettişlikler ve Sarraf
 “Beni bu güzel havalar mahvetti”
 Kudüs ve Peru
 Yapay zekaya sahip robotlar
 Sarraf’ın itirafları
 Aziz İstanbul
 Ugandalı çocuk
 Şile’de batan gemi
 İyi Parti
 Mutluluğun resmi
 İstifalar
 İki gün ağlayıp beni de unutacaksınız”
 Ayşe Öğretmen ve istifalar
 Tebrikler Gandi Kemal
 Nuriye ve Semih ölmesin
 Çocuklara kıymayın efendiler...
 Fenerbahçe ve Satürn
 Yaşasın 1 Mayıs
 Referandum sonuçları
 Tabii ki Hayır
  Martı Jonathan Livingston
 12 Eylül ve bugün
 İtibarımızı arttıran ‘Ak Saray'...
 Adalar gezintisi
 Umut ve Deli Dumrul
 Diktatörler
  ‘Hayır’ demek...
 Elbette 'Hayır'
 Benim dünyam
 10 yıldır Hrant yok, adalet yok!
  “Zıplayın beyler”
 Yoksul çocuklar ve tutuklu gazeteciler
 Reina saldırısı
 Avni Kurt ve ekibi ile değişen Çınarcık
 Şirvan, Aladağ, Vodafone Arena...
 

Tarih, 7 Ocak 2017...Günlerden cumartesi... Sakarya Üniversitesi’nde, İşletme Fakültesi'nde gerçekleşecek,   yüksek lisans final sınavına yetişmek için  sabahın  6  buçuğunda evden çıkıyorum.

 

Geceden beri yağan karla, cadde,  çatı, ağaç bembeyaz olmuş... Cahit Sıtkı’nın deyimiyle, “beyaz bir sükut ” kaplamış Çınarcık’ı....  

 

Dükkanlar kapalı, sokaklar insansız...

 

Sabahın kör karanlığını yara yara minibüs durağına yürüyorum. 

 

Durakta,   üzerini kar kütleleri kaplamış bir sarı minibüs var. Karşısındaki binanın altına da 3 kişi sığınmış, bekliyor.


Birini ismen tanıyorum: Savaş. Yurtiçi Kargo'da çalışıyor.

 

Yanlarına gidiyorum. Aralarında geçen konuşmalara kulak misafiri oluyorum. İkisi, uçak biletlerinin olduğunu söylüyor. Ellerinde valiz...7:45' de Sabiha Gökçen Havalimanı servisi, Yalova Terminali'nden onları alacak güya.

 

Aradan kısa bir müddet geçiyor. Dört yol ağzından Hasan Abi, elinde siyah şemsiyesiyle sesleniyor: 

 

"Yalova yolcuları gelsin, araç burada."

 

Meğerse kalkacak olan ilk minibüs, Yapı Kredi Bankası'nın karşısında, bayır ağzında,  kar bataklığından kurtarılmayı bekliyor.

 

'Kurtarıcılar’ da biz.

 

Arabanın tekerlekleri zincirsiz.

 

Tekerlekler karın üzerinde patinaj yapıyor, bayırı çıkamıyor.

 

Bu arada yolcu sayısı artmaya başlıyor. Pardon 'kurtarıcı sayısı’...

 

Şoför Gürkan  gazı köklerken, biz de arkadan minibüsü itmeye çalışıyoruz. Yalnız ayakta duramıyoruz ki! Bizim de ayaklarımız kayıyor. 

 

Aralarında en az iten, -hatta hiç itemeyen- benim.  

 

Savaş da, o esnada -nereden temin ettiyse artık- bir çekpasla arabanın tekerleklerinin altındaki karları temizliyor. Azimle, hevesle...

 

Kar bataklığından bir türlü çıkamayan minibüsün şoförü Gürkan, son çare olarak bir istirhamda bulunuyor: "Arkadaşlar, arabanın arkasına geçip  sağlam zıplarsanız çıkacağız."

 

Hoppala! Üç dört adam arabanın arkasında zıplıyor. Araba bayırı çıksın diye...

 

Tabii, uçak bileti olanlar, daha güçlü, daha  gönülden zıplıyor. 

 

 Öyle ya, uçağa yetişemezlerse bilet yanacak. Para kül olacak.

 

Yoldan geçen siyah bereli bir amcanın "Şu yöne doğru itin, çıkar" önerisiyle minibüs mahsur kaldığı yerden çıkıyor.

 

Nihayet yolculuğa başlıyoruz. Minibüs ağzına kadar dolu.

 

Yapı Kredi bayırından çıktık ama, önümüzdeki  bayırlar için pek ümitvar değiliz.

 

Ağır ağır Çınarcık'ı terk ediyoruz.

 

Yolcu ala ala...

 

Ne var ki, Kırlangıç Sitesi'ne çıkan bayırı çıkamıyoruz. Bayırın ortasında, beyaz bayrak çekip geri dönüyoruz. 

 

Şoför Gürkan, birini arıyor. Aradığı kişi, ona Koruköy sahile inip, oradan ana yola çıkmasını salık veriyor. Kendisi de sabah bu yolu kullanmış.

 

Minibüste de "susma" molası vermek nedir bilmeyen, yine minibüsçü olan Selahattin Amca'nın oğlu Lütfü var. 

 

Babasının oğlu.

 

O da Gürkan'a arada bir fikir veriyor.

 

An itibariyle Koruköy'ün içindeyiz. Koruköy'ün içinde, deli danalar gibi dönüyoruz.

 

Ara sokaklarda bile yolcu alıyoruz. Yalova'ya varıp varmayacağı meçhul  bir minibüsün,   Koruköy sokaklarında durup yolcu alması,  biraz tuhafıma gidiyor. 

 

Biz minibüsün buğulu camlarının içinde, “Yalova’ya ulaşabilecek miyiz” diye kara kara düşünürken, şoförün "10 lira 2 kişi" diyerek para üstü uzatması, "Kasap et derdinde, koyun can derdinde" darbımeselini içimden söyletiyor.

 

Ve evet, Koruköy'de de kara saplandık. Yine şoförden talimat geliyor:

 

"Zıplayın beyler."

 

Bu sefer ailecek zıplanıyor. Karı yenebilmek için...

 

Önümde 'çekirge' gibi zıplayan koca koca adamları görünce, içimden 'karga'lar gibi gülesim geliyor.

 

O sırada, en sol köşemdeki koltukta oturan adam gülerek ve zıplayarak "Sabah sporumuzu da yaptık" latifesini yapıyor.

 

Şavaş'la Lütfü de, dışarı da çekpasla, hummalı bir şekilde arabanın tekerleğinin altındaki karları temizliyor.

 

Minibüsün içinden bir genç de o arada pesimistçe bir sual soruyor: "Ya, daha bu yokuşu çıkamadık, Şahin Tepe'sini nasıl çıkacağız?"

 

Ve karlı maceramıza başka bir şoför katılıyor: Önder.

 

Önder, Kırlangıç bayırını çıkmış. Çıktığını Gürkan'a telefonda söylüyor.

 

Bizim çıkamadığımız Kırlangıç bayırını Önder'in çıkmasını, başta Gürkan olmak üzere minibüsteki birçok kimse, hayretle karşılıyor. 

 

Önder, minibüsünü Koruköy Sağlık Ocağı'nın oralarda bir yerlerde  bırakıp, bizim içler acısı durumumuzu yerinde gözlemek ve yardımda bulunmak maksadıyla, yanımıza geliyor. Arada bir çekpas mesaisi de yapıyor tabii.

 

Neyse ki, uzun uğraşlar neticesinde, Koruköy'ü aşıp NATO yoluna varıyoruz. Ve Şahin Tepesi'ni aşıp Yalova'ya... Zincirsizce...Bir saati aşkın sürede...

 

Gürkan'ın, kendisini arayan, kendisinden sonra yola çıkacak olan minibüs şoförlerine verdiği  nasihat şu: 

 

"Zincirsiz çıkmayın yola!" 

  

      Köşe Yazarları

Ayhan Polat
Kalemin Gölgesi

‘Ahde Vefa Gecesi’nden alnımızın akıyla çıktık
Bülent Gürçam


Yalova ile hesaplaşmak
NESİM KAYA


ÜÇÜNCÜ YOL
 
 

Copyright © 1995 - 2024
       Siyaset  -   Eğitim  -   Güncel  -   Magazin  -   Spor  -   Sağlık  -   Diğer  -   Kültür Sanat  -  

Yalova Haber  -  Çiftlikköy Haber  -  Çınarcık Haber