Anasayfa   -   Künye   -   İletişim 24 Nisan 2024 Çarşamba
       Siyaset  -   Eğitim  -   Güncel  -   Magazin  -   Spor  -   Sağlık  -   Diğer  -   Kültür Sanat  -  
 
      
Başlıksız Belge
  Son yazım: ‘Memleket isterim’ 07.05.2020
Servan Altıkanat  /  
 Yazarın Diğer Yazıları
 Son yazım: ‘Memleket isterim’
 Bu Dünyanın bazı çocukları
 Korona sonrası hayat
 Korona günlerinde Shakespeare
 “Beyaz gömleğinle bir laboratuvarda, insanlar için ölebilmek”...
 Esnafın, işçinin hali n’olacak?
 Evde kal!
 Koronavirüs
 Minik Necla ve göçmen trajedisi
 Sophokles ve Adalet
 KAVALA’YA ÖZGÜRLÜK
 UBUNTU FELSEFESİ
 MENDİLLERİMİZ ISLAK
 İMAMOĞLU’NUN KAYAK TATİLİ
 SESİMİ DUYAN VAR MI?
 Hrant için adalet
 Don Kişot
 ‘İnsan, en çok severken insandır’
 ‘Umuda kurşun işlemez’
 Mevlana
 Rahat uyu Ceren
 Sen de mi Brutus?
 Shakespeare ve öğretmenler
 İstanbul aşığı Yahya Kemal Beyatlı
 Hz. Muhammed’in (sav) çocuklara merhameti
 Nazım’a sevgiyle 
 Umudunu Kaybetme 
 Uçurtma Avcısı
 ‘Müslüm’ filmi üzerine
 Alcatraz İşkencehanesi
 Dorothy Counts 
 Sen asla ölmeyeceksin Neslican
 Gerçekler
 HÜZÜNLÜ MISRALAR
 Hepimiz Emine Bulut’uz
  17 AĞUSTOS
 BAYRAMLAR
 KAZ DAĞLARI’NA DOKUNMAYIN
 DÜZCE’DEKİ SEL FELAKETİ
 ASKER NOTLARI
 BOLU'DAN HEPİNİZE SELAMLAR, SEVGİLER
 FAHRENHEİT 451 FİLMİ
  BÜYÜMEZ ÖLÜ ÇOCUKLAR
 YÜREKTEN TEŞEKKÜRLER İSTANBUL
 BEN BİR İSTANBUL SEÇMENİ OLSAYDIM...
 GÖZÜM TAKILIYOR
 BRAVO SADİ GÜVEN
 İSTANBUL
 #EKREMİMAMOĞLU
 HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK
 DERAN BEBEK VE ANTİGONE
 KILIÇDAROĞLU’NA SALDIRI
 MEMLEKETİMDEN İNSAN MANZARALARI
 TEŞEKKÜRLER AVNİ KURT
 ‘DESİNLER’ DİYE YAŞAMAK
 GÜLDÜR GÜLDÜR
 Başkan Avni Kurt ile yaptığımız röportajın ikinci bölümü
 Başkan Avni Kurt, ‘Şu an için göstergeler doğru yolda olduğumuzu gösteriyor’
 ROUSSEAU
 ‘ÜNİVERSİTELERDE YAPRAK DÖKÜMÜ VE AKADEMİK YIKIM’
 İSTİFA MÜESSESESİ
 ÇAVUŞOĞLU’NUN AKRABASINA TORPİL
 Mahşerde beraat belgesi...
 Öykü Arin’e ve tüm lösemili çocuklara umut olalım!
 Osman Kavala’ya özgürlük!
 Binali Yıldırım istifa etmeli!
 Kar
 Mutlu yıllar
 Eleştirme Özgürlüğü
 Malala: Umudun sembolü
 Kimlerin yerinde olmak istemezdim?
 Hoşça kal Refik Durbaş
 Ferhat’a kalp lazım
 İstifa etmelisin Ali Erbaş!
 Havuz yazarı Engin Ardıç
 Afganistan’da çocuk olmak
 Sana ne oluyor Fenerbahçe?
 İyiliğin hakim olduğu bir dünya istiyorum
 Çatladıkapı ülkesi
  İtibardan tasarruf olmaz
 Savaşa hayır!
 İntihar eden babaların, zulme uğrayan işçilerin ülkesi…
 Çam sakızı ‘şeyh’ armağanı
 Güneşin Zaptı Yakın
 “Beni bul anne”
 Bir hayaliniz olsun
 Kılıçdaroğlu ve kurultay
 Mağdur kim?
 14. Altın Çınar Festivali
 Bedelli askerlik
 Yeni kabine ve Ali İsmail
 Çocuklara ve hayvanlara kıymayın
 Seçim sonuçları
 Füruğ Ferruhzad
 Mazlumla zalimin seçimi
 Bahçeli
 Gezi 5 yaşında
 Ece Çiftçi
 Ayla
 Muharrem İnce ve taraflı medya
 Benim ülkem
 Erken seçim
 Suriye’ye saldırı
 Demirören’e kredi kıyağı
 Büyüyoruz usta
 Aşk hikayeleri
 İlahiyatçı bozuntusu
 Ricky Jackson, Ahmet Şık ve Murat Sabuncu
 Jung
 Adaletin terazisi değil, oduncu kantarı
 Salih Nazari
 115 hamile çocuk skandalı
 Karanlığa teslim olmayacağız
 Proje savunma sınavı
 Yalnızlık ve kitap
 Sorarlar hesabını bir gün
 Güle güle Mahmut Hoca
 Umumi Müfettişlikler ve Sarraf
 “Beni bu güzel havalar mahvetti”
 Kudüs ve Peru
 Yapay zekaya sahip robotlar
 Sarraf’ın itirafları
 Aziz İstanbul
 Ugandalı çocuk
 Şile’de batan gemi
 İyi Parti
 Mutluluğun resmi
 İstifalar
 İki gün ağlayıp beni de unutacaksınız”
 Ayşe Öğretmen ve istifalar
 Tebrikler Gandi Kemal
 Nuriye ve Semih ölmesin
 Çocuklara kıymayın efendiler...
 Fenerbahçe ve Satürn
 Yaşasın 1 Mayıs
 Referandum sonuçları
 Tabii ki Hayır
  Martı Jonathan Livingston
 12 Eylül ve bugün
 İtibarımızı arttıran ‘Ak Saray'...
 Adalar gezintisi
 Umut ve Deli Dumrul
 Diktatörler
  ‘Hayır’ demek...
 Elbette 'Hayır'
 Benim dünyam
 10 yıldır Hrant yok, adalet yok!
  “Zıplayın beyler”
 Yoksul çocuklar ve tutuklu gazeteciler
 Reina saldırısı
 Avni Kurt ve ekibi ile değişen Çınarcık
 Şirvan, Aladağ, Vodafone Arena...
 

Geçtiğimiz cuma günü, 1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı idi...

Ne mutlu, alın terimle ekmeğimi kazanıyorum diyene... 

Elhak, işçi ve emekçi için bu ülkenin iyi bir yer olduğu söylenemez. 

Siz unuttunuz mu bilmiyorum ama ben unutmadım. 

Mesela; Soma’da ihmal sonucu 301 maden işçisinin ölmesini, onların ölümlerini devrin Başbakan’ının “Bu işin fıtratında var” diyerek olağan karşılamasını ve facianın yaşandığı kentte bir vatandaşı tokatlamasını, müşavirinin ise bir madenciyi yerde tekmelemesini unutmadım. 

Soma’da maden faciasından sağ olarak kurtulan bir madencinin sağlık çalışanlarına “Çizmelerimi çıkarayım mı? Sedye kirlenmesin” demesi de, unutulması güç şeyler arasındaydı. Aslında kirli olan, o madencinin ayağındaki çizme değil, yerdeki bir insanı tekmeleyen zihniyetti. Attığı tekmeden ötürü ayağı incinen Başbakanlık Müşaviri’ne, 1 haftalık iş göremez raporu verilmesi ve söz konusu faciadan ötürü yargılanan maden mühendislerinin terfi edilmesi rezilliğin daniskaları değil de neydi?

Hayat eve sığar belki ama bu yaşananlar akla ve vicdana sığar mı? 

Ermenek’te, madende yine ihmal sonucu 18 işçinin ölmesini; işçiler kurtarılmaya çalışılırken, bir ananın, su daha çabuk tahliye edilsin diye elleriyle toprağı eşelediği o görüntüyü unutmadım. Ölen madencilerden birinin çocuğu olan 3 yaşındaki Mustafa ise, “Babam bana mama getirecek” diyordu. Oysa ki, hiç gelmeyecek olan biriydi onun babası...

Mustafa, babasını bir daha hiç göremeyecekti. 

Peki ya Zonguldak? Kim bilir, Zonguldak’ta yaşanan maden faciaları, kaç çocuğu -tıpkı Mustafa gibi- babasız bıraktı... 

Maraş Elbistan’da, bir kömür işletmesinde göçük altında kalan 9 işçinin cesetlerinin dahi çıkarılamadığı gerçeğini unutmadım. 

Manisa’da bindikleri kamyonetin kaza yapması sonucu 15 mevsimlik tarım işçisinin ölmesini unutmadım. 

Mecidiyeköy’de Torunlar’a ait bir rezidans inşaatında yine ihmal sonucu yaşanan asansör faciasında 10 işçinin ölmesini unutmadım. 

İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi’nde çalışırken yine ihmal sonucu ölen, ölmeden evvel iş arkadaşlarına yazdığı mektupta “Biliyorum, arkamdan iki gün ağlayıp üçüncü gün unutacaksınız” diyen taşeron işçisi Zafer Açıkgözoğlu’nu unutmadım. 

Kocaeli’nde, geçirdiği motosiklet kazası yüzünden kolu ezilen, bu kazadan sonra işsiz kalan torna ustası İsmail Devrim’i, oğluna pantolon alamadığı için intihar eden bu babayı unutmadım. 

Hatay Valiliği’nin önünde “Çocuklarım aç, iş istiyorum anlamıyor musunuz” diyerek kendini yakan ve ölen baba Adem Yarıcı’yı unutmadım. 

Kötü çalışma koşullarını ve haklarını alamamalarını protesto ettikleri için gece yarısı gözaltına alınan (bir kısmı tevkif edilen) 3. havaalanı işçilerini ve o işçilerle ilgili, yandaş köşelerde yapılan pejoratif yorumları unutmadığım gibi...

Atanamadığı için intihar eden öğretmenleri, masum insanların KHK yoluyla işinden edilmesini, “Ben iki üniversite mezunuyum, iş bulamıyorum” diyen kadına “Kocan ne yapıyor?” diye yanıt verilmesi garabetini de unutmadım. 

Ve öyle zannediyorum ki, unutmayacağım da... 

İşsiz bir genç olan Nail Yılmaz’ın, telefonunu benzin istasyonuna bırakarak 10 liralık benzin almasını ve o benzinle kendini yakarak öldürmesini; daha birkaç gün evvel Aksaray’da yaşanan bu elim hadiseyi de sanırım unutmayacağım. 

Usta şair Cahit Sıtkı Tarancı “Memleket isterim” diye başlamıştı söze. Devamını, onun dizeleriyle değil, kendi naçizane ifadelerimle getirmek istiyorum: 

“Ölüm, işçilerden ırak olsun,

Başında baret olanın yüreğinde ölüm endişesi olmasın,

Diledikleri meydanda hürce bayramlarını kutlayabilsin işçiler,

Ne insanların arasında duvar, ne de meydanların çevresinde barikat olsun, 

İşsizlik, kanayan bir yara olmasın, 

Eli boş, başı dertli olmasın evinin yolunu tutanın, 

Çalıştırılmasın çocuklar, 

Tekmeler, intiharlar, haksızlıklar  nihayet bulsun.”

 

HOŞÇA KALIN !

 

Yukarıda okumuş olduğunuz yazı, bu köşede yazdığım son yazıydı. Yakın vakitte, yine işin içinde yazmanın, çizmenin olduğu başka bir sektörde işbaşı yapma ihtimalim var ve bu ihtimale binaen, ciddi bir hazırlık sürecine girmem gerekiyor.

Bu yüzden, Çınarcık Gazetesi’nde yazamayacağım. Çınarcık Gazetesi, benim ‘hayat’ yolculuğunda uğradığım hoş istasyonlardan biriydi. İyi ki de uğramışım bu istasyona...

Bu köşede (3 yılı aşkın süredir) yazdığım yazılarla, doğruyu ve gerçeği görmenize/ulaşmanıza karınca kaderince katkıda bulunmuşsam, ne mutlu bana...

Dünya küçük ve umarım siz okuyucularla, başka mecralarda, güzel günlerde yine buluşuruz. 

Başta Ayhan Polat olmak üzere, gazetenin çıkmasında emeği geçenlere müteşekkirim.

Sevgiyle, dostlukla ve esenlikle kalın.

Hoşça kalın..

      Köşe Yazarları

Ayhan Polat
Kalemin Gölgesi

‘Ahde Vefa Gecesi’nden alnımızın akıyla çıktık
Bülent Gürçam


Yalova ile hesaplaşmak
NESİM KAYA


ÜÇÜNCÜ YOL
 
 

Copyright © 1995 - 2024
       Siyaset  -   Eğitim  -   Güncel  -   Magazin  -   Spor  -   Sağlık  -   Diğer  -   Kültür Sanat  -  

Yalova Haber  -  Çiftlikköy Haber  -  Çınarcık Haber